HOŞGÖRÜ
Farklılık bize, hepimize doğumdan verilmiş bir hediyedir. Kimsenin doğuştan ırkını, dilini, dinini, milliyetini, derisinin rengini v.b. seçme imkanı yoktur. Bundan dolayı bizden farklı olan herkese saygı göstermek, onların dilini, kültürünü yaşatmasına yardımcı olmak gerekir. Bu insani bir görevdir. Hoşgörü de bu anlamda en önemli insani değerlerimizden biridir. İnsanların dilinin, dininin, kültürünün, düşüncesinin farklı olması dezavantaj değil, aksine önemli bir avantajdır. Bu avantajın değerinin bilinmesi ve iyi değerlendirilmesi gerekir. Bu insanın olduğu gibi toplumların zenginliğine ve gelişmelerine yol açar. Hepimizin hem başkasından öğreneceği, hem de başkasına öğreteceği çok şeyler, bilgi, beceri ve alışkanlıklar vardır.
Türkiye farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir ülkedir. Ülkemizde huzurun en önemli şartı hoşgörüdür. Halklar birbirlerine hoşgörülü oldukları ölçüde karşılıklı güven gelişir bu da ülkenin gelişmesine ve kalkınmasına yardım eder.
Sevgili Çocuklar, yaşam içinde geliştirdiğimiz hoşgörü anlayışını önce ailemizde deneyimleriz. Aile içinde herkesin düşüncelerinin rahatça dile getirilebilmesi ilerde başkalarının düşüncelerini de sabırla dinlememize dönüşecektir. Daha sonra okul hayatımızda arkadaşlarımıza göstereceğimiz hoşgörü ile gelecekteki insan ilşkilerimizin kalitesini belirleyeceğiz. Her davranış çocukken bir anlam kazanır ve geleceğimizi etkiler. Çocuklar, kimseyi dilinden, sosyal sınıfından, inancından, kültüründen, yaşam biçiminden vb. dolayı hor görmeyin, herkese değer verdiğiniz ve saygı gösterdiğiniz oranda dünya güzelleşir ve yaşam anlam kazanır. Aksi halde etrafa düşmanlık tohumları ekilir ve dünya, dolayısıyla yaşam çekilmez bir hal alır. Dünya hoşgörülü insanlar sayesinde bugün olabildiği kadar bize hizmet etmektedir. Dünyamızı bile yönlendiren bizim düşüncelerimiz ve davranışlarımızdır. Paylaşmak durumunda olduğumuz tek dünya vardır ve burada hepimizin hakkı vardır.
Hoşgörü, yapmacık bir sevgi gösterisi olmamalıdır. Toplumun içinde, ülkemizde çok değişik kişiler ve bunların da bize garip gelen davranışları, hareketleri, inançları olabilir. Bunlardan rahatsız olmamayı, sevecenlikle karşılamayı öğrenmeliyiz ki, hoşgörü sağlam bir temele oturabilsin. Ayrıca, bizden küçük yaşta, güçsüz, belki fakir, bilgisiz, yani cahil kimselerle olan ilişkilerimizde onların bu yanlarından faydalanmamak, onlara yaşam ihtiyaçlarını sağlama hakkı vermek de hoşgörüdür. Sana yapılmasını istemediğini başkalarına yapmamaktır. Katılmadığın davranış ve düşünceleri sadece var olabilmeleri için dinlemek ve izin vermektir. Zira herkes aynı şekilde düşünmek veya davranmak zorunda değildir.
Hoşgörülü olduğumuz ölçüde birbirimizi anlayabilir, birbirimize saygı gösterebiliriz. Ayrıca Hoşgörü bizim kendimizle barışık yaşamamıza da neden olur. Bize huzur verir, zenginliğimize zenginlik katar.
Anlayışlı olmak hoşgörülü davranmak için esas şarttır. Dar düşünceli olmayalım, geniş düşünebilelim. Arkadaşlarınızın hatalarını düzelttiğiniz gibi, onlarında sizi eleştirmelerine izin verin. Kendinizi hiçbir arkadaşındanızdan üstün görmeyin, insanlara değer verin, değer verdiğinizi onlara hissettirin. Kimsenin hatasını arama ve ortaya çıkarma hissine kapılmayın, daima birleştirici olun. İnsanların farklılık ve kusurlarıyla alay etmeyin, Onları zorla değiştirmeye çalışmayın.
Yalnız güzel sözlerle hoşgörü olmaz, bunu davranışlarımıza yansıtmalıyız. Her şeyden önce kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz ki başkalarını da oldukları gibi kabul edebilelim. Kendi değerimizi bilirsek, başkalarına da değer verir ve böylece barış, huzur ve saygı içinde yaşarız. Çocuklar, sevgisiz hoşgörü olmaz. Sevginin olduğu yerde de kıskançlık, öfke, kızgınlık, önyargı, farklı görme olmaz. Biz herbirimiz bu dünyanın küçük bir parçasıyız. Onun için diğer küçük parçaları önemsiz ve gereksiz görmek doğru değildir. Hoşgörü yaşamımızı kolaylaştırır ve anlamlı kılar ve her türlü zorluğu aşmamıza yardımcı olur. Gelin hep beraber elele tutuşalım, barış içinde huzurlu ve güvenli güzel bir dünya yaratalım.